Açık söylemek gerekirse koşu antrenmanları, koşu kulübü, koşu ayakkabısı ve hatta daha da ötesinde koşu dendiğinde aklıma ilk gelen Nike oluyor. Bunun en büyük sebebi de gerçekleştirdiği yoğun koşu aktiviteleri. Yarış öncesi deneyimli coach & pacerlar eşliğinde 10-15 arası farklı seviye ve odak noktaları ile yarışa hazırlık antrenmanları sunuyor. Böylelikle Nike koşu yolculuğunda başarıya taşınıyor ve hatta Lovemark olması yönünde önü açılıyor. Sunulan ödüller de motivasyonun en güzel yanı tabii ki!
Reebok da geçtiğimiz günlerde Stockholm'de bir Gerilla Pazarlama tekniği ile yeni ürün tanıtım kampanyası düzenliyor. Nike'tan tamamen farklılaştırılmış bir kurgu bu. Yarış yok. Ön hazırlık yok. Koşu için ayrılan özel bir alan yok, antrenman yok. Etekleri, montları ve botları ile koşan insanlar var. Bir sokak ve billboard içerisine yerleştirilmiş bir hız ölçüm düzeneği var.
Slogan ise hayli iddialı: ZPump 2.0 için yeteri kadar hızlı mısın?
17 km/s (10,5 mil/s) ve daha fazla hıza sahip olanlar, anında Reebok ZPump 2.0 koşu ayakkabısına sahip oluyor. İnsanları, yani gerçekten normal insanları kendi limitlerini zorlamaya ve kalabalık içerisinde cesur olmaya motive ediyor.
Nike'ın rekabet ortamı düşünüldüğünde Adidas ile yarışması beklenirken, Reebok ile pazara eşzamanlı dahil olan Nike, üstün başarılı stratejileri ile üstün başarılar elde etti. Tüketicileri tanımada ve onlar için "ihtiyaç" yaratmada etkili ve öncü yöntemlere sahip. Nike+ Original Run ile sunduğu antrenman müziği serisi, Running uygulaması, Kitlesel kişiselleştirme bunlara örnek sayılabilir.
Bunca başarılı rakip hamlesinden sonra marka - tüketici ilişkisinin güçlendirilmesi için sağlam bir adım olan Reebok'ın Speed Cam kampanyası aslında biraz geç kaldı denebilir.
Video yorumlarını okumayı unutmayın. ☺
Pazarlama aşkına.