Bakmak ile görmek arasındaki farkı ortaokuldaki hocam her gün andımız okurken bakmaya maruz kaldığımız okul binasının betebelerinin ne renk olduğunu sorduğunda öğrenmiştim. Hepimiz bakıyorduk, ama hiçbirimiz görmüyorduk.
Ya siz? Çalıştığınız binanın rengini hatırlıyor musunuz?
Şimdi bir gün boyunca kaç tane reklama maruz kaldığınızı bir düşünün... Kaçını gerçekten gördünüz? Kaçının hangi markaya ait olduğunu, üzerinde ne yazdığını ya da ne söylediğini hatırlıyorsunuz? Bu kadar yoğunluk içerisinde asıl tasanın "göstermek" ya da "dikkat çekmek" değil "akılda kalmak" olmalı.
Dün otobüs durağında bir reklam ile karşılaştım. Sloganını hatırlıyorum, dikkatimi çekmeyi başardı. Annenizi ağlatacağını söyleyen bir reklamı unutmazsınız. Ama markayı sorun? Bilmiyorum. Baktım, hatta fotoğrafını bile çektim, ama markayı görmedim. Özellikle bilinirliği yüksek olmayan markalarda çoğunlukla sonuç böyle.
İkonik bir imajınız varsa,
Renkleri sahiplendiyseniz,
Ambalajınız ile tanınıyorsanız,
Kutunuza sahip olmak için çığlıklar atan bir kitleniz varsa,
sizi bir filmin içinde bile görmelerini sağlayabilirsiniz. Coca Cola, Google, Starbucks ya da bir Tiffany değilseniz size bakmalarını değil görmelerini sağlamanız gerekir.
Sözün özü, kalabalığın içinde kaybolan bir reklam parçası değil, fark yaratan akılda kalan bir efsane olun!
Pazarlama aşkına.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder