İstanbul Işık Festivali | İstanbul Light Festival

13 Kasımda başlayan etkinlik, 29 Kasım'a kadar devam edecek. 18:00'da-23:00 arası ziyaretlere açık olan bu festival farklı ülkelerden farklı sanatçıların eserlerini bir araya topluyor. Üstelik sanatçıların içerisinde bir Türk isim de var: Refik Anadol. Işık festivalini ilk duyunca PSM içerisinde, müzik eşliğinde ışıkların dansı olur diye kurgulamıştım. Çok daha farklı bir ortam ile karşılaştım.

Etkileyici olmadığından hatta kötü olduğundan bahseden bir yoruma rast gelmiştim geçenlerde. Bugün gayri-iradi festival alanını gezme fırsatı buldum. Sanatı seviyor ve sıradanlıktan sıkılıyorsanız, yolunuzu o yöne düşürün bence.

Geniş bir alanı kapsayan festival alanının farklı noktalarında farklı eserler sergileniyor. Bir çoğunda kuyruklar bile vardı. Metro'nun Zorlu Center çıkışında karşılıyor sizi ışıklar. Müzik ve efektler ile birlikte tabii. Aşağıdaki çalışmanın adı "Tunnel of Love". Yavaşça tüm şehre yayıldığına şahit olan kimse aşk virüsünden kaçamaz. Sahibi; Studio Vollaers Zwart. 


Alaa Minawi, My Light Is Your Light. İnsanlar, şehirlerinden ayrılmaya zorlandığında sadece evlerini, sahip oldukları varlıklarını, okullarını, sevdikleri oyuncaklarını, arkadaş ve komşularını geride bırakmazlar. Onlar tenlerinden, organlarından ve hatıralarından ayrılırlar. Yayılan ışık iskeletine dönüşürler. Yürürler ve sadece bir şeyi fısıldarlar: Benim ışığım, senin ışığındır...


Groupe Laps, Space Invaders. Burası bir dans parkuru. 


Şuraya eserden kısa bir kesit bırakıyorum, izlemek isteyenler için; 

 
Videoda gördüğünüz tavşanlar ise, Amanda Parer eseri. 7 metre yüksekliğindeki dev tavşanlar, masum tavşan görüntüsünün arkasındakileri temsil ediyor. Aşağıdaki fotoğraf İstanbul Işık Festivali'nden bir görüntü değil ama güzel konumlandırıldığında gerçekten güzel görünüyorlar. Zorlu'da ise mağazalar arasındaki alanda sıkıştığı için biraz sönük kalmış, ve tavşanlar birbirinden hayli uzak.


Jen Lewin, The Pool. Havuzun içerisindeki alanlara bastığınızda, ağırlığınız yani varlığınız ışıkların rengini değiştiriyor. Birbiri ile uyumlu hareketler ile ışığı kontrol edebileceğiniz bir dünyaya giriyorsunuz aslında. 


Mandala ile uğraşmamdan olacak ki, en çok sevdiğim ve en çok keyif aldığımız eser Story Box oldu. Bir kelime yazıyorsunuz, ve size özel bir mandala oluşuyor. Hatta isminizi yazarsanız mandala içerisinde fotoğrafınızı bile görebiliyorsunuz. Benim fotoğraflarımı bulamadı malesef ya da iyi ki, bilemiyorum ☺


Pitaya, Light House.  Tepede bir ağaç ev bulunuyor. Orada yaşayadığınızı bir düşünün....


Pitaya'nın diğer ışık çalışması; 




Casey Reas, Linear Perspectives. Tüm yıl boyunca New York Times gazetesi ön sayfa görsellerinin bir araya getirilmesi ile oluşturulan bir çalışma, hareketli olduğu için görseller belirgin değil fotoğrafta, ancak canlı halinde görebiliyorsunuz. ☺


Refik Anadol, Liminal Room. Önünde çılgın kuyruk olan odada sergileniyor eser. Odaya girdiğinizde, oraya ait oluyorsunuz. Işıklar sizi yadırgamıyor ya da dışlamıyor.





Yolunuz düşerse mutlaka bir uğrayın. Düşmez ise de yolunuzu düşürün ve keyif almaya bakın. ☺

insan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BJOLİ'NİN ÖNERİSİ

Kurumsal Sosyal Sorumluluk, daha iyi bir dünya, daha karlı şirketler yaratmanın bir yoludur. "Bu sis bulutu dağıldığında, şirketlerin artık bir şeyleri desteklemesi, salt para kazanmak dışında da amaçlarının olması gerektiği düşüncesi herkesçe kabul edilmiş olacak." | Jeffrey Immelt, General Electric Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su, Sosyal Sorumluluk Şirketler Konferansı, 2008. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi: Angela & Roi

Instagram